6 Nisan 2010 Salı

PKK Değil Tribüncüyüz


Bir spor kulübü düşünün. Bu kulübün takımı, ülkesinde kulüpler bazındaki en büyük başarıya imza atıp şampiyonlar liginde final oynamış ve senenin ilk mağlubiyetini alarak 2. olma başarısını göstermiş.




Bir tribün düşünün, bu başarıyı, bu özveriyi alkışlamak - desteklemek için aynı saatteki futbol maçında tribünde "armanın gururu sarı melekler" pankartını açıp, binlerce kilometre uzaktaki takımını bağrına basmış.


Bir "seyirci" kitlesi düşünün, sahayı görememe gerekçesiyle bu pankartı çekiştirip indirmeye çalışan ve o gençlere küfür eden, vuran.


Bir emniyet düşünün, ülkesindeki teröristlere, yasa dışı örgütlere, pkk sempatizanlarına dahi "insan hakları" adı altında sert müdahaleden kaçınırken; futbol taraftarlarına acımadan en sert müdahaleleri yapabilen...


Evet bu gece Kadıköyde güzel ve kötü şeylerin hepsini aynı anda gördük. Avrupa Şampiyonu olamayan takımımıza, "gururumuzsunuz" pankartı açan emektar tribüncüler/ tribün gençlerinin münferitler tarafından darp edilmeye çalışıldığını gördük. Ve emniyet güçlerinin hiç gereksiz yere çok sert müdahalesini gördük. 16 gözaltı.. Hiç gereksiz yere yaşanan kötü olaylar. Altında çalışan polis memurlarını galeyana getiren emniyet güçleri, yetkililer veya herneyse... Polisin, çevik kuvvetin böyle önemli bir haftada (Polis Haftası) kendi misyonlarının ne olduğunu tekrar hatırlamasını temenni ediyoruz. Polis, halkın huzuru için var olmalı. Bu gece Kadıköy'de huzursuzluk getiren birileri varsa bunlar sivil insanlar değildi. Durup da düşünülmesi gerek artık, stadlardan Emniyet Güçlerini çekmek de yeterli midir, deplasmanda çekilen gereksiz ve absürd escort eziyetleri, şehir girişlerinde El-Kaide militanı muameleleri falan. Biz kendimizi değiştirdik, sıra poliste...


Olayda mağdur olan ve tüm gece yaptıklarıyla tribün davasını dik tutan Grup CK, Vamos Bien ve 1907 Ünifeb grubuna geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. İnşallah Kadıköy'de bir daha böyle olaylar yaşanmaz, tüm temennimiz budur...

1 Nisan 2010 Perşembe

Ne Kadar Övünsen Az Samiyen Deplasman Sayılmaz



ALINTIDIR


Ali Sami Yen Stadyumu.. Bizim için pek deplasman değil ama napalım.. Çok düşündük yazalım mı yazmayalım mı diye ama en sonunda o günü orada olmayan FENERBAHÇELİLER'in de neler olup, neler bittiğini öğrenme hakkı vardır diye düşündük.. 1.162 şanslı kişi (fazlası var) 30 milyon taraftarı temsilen oraya gidecekti. Tribünde olan bir kişi Ali Sami Yen stadyumunun kapasitesi kadar FENERBAHÇELİ'yi temsil edecekti o gün..

Hafta içerisinde aramızdan ayrılan rahmetli Özhan Canaydın derbi öncesi adeta ortamı yumuşatmıştı. Centilmen başkan diye boşuna demiyoruz.. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah.

Vefat haberinin üzerine gelen 90 TL'lik bilet fiyatları, biletlerin hızla bitmesi ve karaborsaya düşmesi heyecanı tedirgin bir bekleyişe bıraktı derbi öncesi..

İl güvenlik kurulunda alınan ve resmi sitemizden duyurulan "Fenerbahçe taraftarı atkı takmasın" çağrısı tepkiler alsada formalite icabı yapılmış bu açıklamaya aldırış etmeden Pazar sabahı başımızın ucunda duran atkı, forma ve bilimum sarı lacivert ürünlerimizle kimimiz Anadolu'dan, kimimiz Avrupa'dan hareket ettik yıllardır Ali Sami Yen öncesi toplanma yerimiz olan Fulya semtine. Beşiktaş Köyiçi'nin bittiği yerde Fulya başlar ama hain planlar yapanlar bir türlü gelemezler oralara nedense.. Belki seneye Seyrantepe'ye gelirler..

Zaman ilerledikçe kalabalık artmaya başladı. Kalabalık artmasın diye emniyet gruplar halinde o derecesi bozuk yokuşu çıkartmaya başladı bizi. Kurnaz olan taksilerle, özel araçlarıyla o hengameyi atlatsada buluşulacak yer yine aynıydı sonunda..

Evvela biletimizi zuladan usul usul çıkartıp yetkili birimlere gösterdik. İlk arama noktasından geçtikten sonra karşımıza çıkan, bir nevi Fulya Yokuşu'nun minyatürü olan o ilginç merdivenleri tırmandıktan sonra "oh be" desekte kafamızı kaldırdığımızda turnikelerdeki kaosu görünce içimizden kalayı basıp, daha sonra "ne güzel stadımız var, çok şükür" diyip içeriye girme mücadelesine başladık..

Aşırı izdiham, çalışan 2 turnike ve herkesin bir an önce içeri girme telaşı sonucu içinden çıkılmaz bir durum vardı. Bizim köyde misafire çay verilirken, Mecidiyeköy'de misafire karşı yapılan bu muamele sözde avrupa fatihine yakışmıyordu..

En sonunda kendimizi içeri attık ve tribüne çıktık. Üstü kapalı bir tribün bizim için son derece büyük bir avantajdı. Rakibin %5'i kadardık ama NİCELİK değil NİTELİK esastı bizim için..

Maç öncesi kendine hakim olamayıpta sürekli tezahürat yapma çabası içerisinde olanlara "ya maçta susarlarsa" diyerek kafamızı takıyorduk ama başlayan tezahüratlarda da kendimizi tutamıyorduk..

Nihayet bizim takım sahaya çıktı ve Fenerbahçe buraya sesleriyle birlikte rakip tribünden yükselen ıslıklar eşliğinde futbolcularımız tribünlerimizi selamladı..

Ara ara tezahüratlarla birlikte maç saatinin nasıl geldiğini anlamadık. Rahmetli Özhan Canaydın'a ithafen yapılan pankartlarla sahaya çıkan takımımız Gs tribünlerinin alkışını aldı.

Yan tarafımızdaki tribünde Özhan Canaydın için açılan pankart görsel açıdan gayet başarılı olmuştu. Kadıköy'de 6 gol yedikleri takımı alkışlayan centilmen başkanı saygıyla anmak yakışırdı her Fenerbahçeli'ye. Bizde yapılan saygı duruşu esnasında bunu yerine getirdik..

Santra öncesi rakip tribünden yükselen "ooooooo" seslerinin arasına "Her zaman her yerde en büyük FENER" diyerek karşılık verdik ve rakibin gazı yavaş yavaş kaçtıktan sonra "Tribünlerde, hep dillerde, bu sevda bitmez gönüllerde" diyerek inlettik Mecidiyeköy semalarını..

Gözler sahada olsada susmak yoktu. Herkes sorumluluğunun bilincindeydi o akşam. FENERBAHÇE Oley! derken çıkan ses görülmeye değerdi. Fenerbahçe sen çok yaşa yeni versiyonuyla söylenirken 10 sene önce Johnson'un 82'de attığı maçta söylenen "Fenerbahçe sen çok yaşa" da ki coşku geldi akıllara..

1 gol lazımdı bu tribüne ama ilk yarı boyunca gelmedi o gol. İlk yarının sonunda ki FENERBAHÇE Oley kolay kolay unutulmayacak cinstendi..

Devre arasında sigara, su, çay ve Güiza'nın ofsayt olmayan pozisyonu revaçtaydı. İçerideki büfede soğuk bir şey yoktu. Kola sorduk, aldığımız cevap "Kola var ama sezon başından beri satılmadı. Bozuk olduğu için yok diyoruz" oldu.

Nihayet takımlar sahaya çıktı. Yeniden maça odaklandık ama bu sefer daha stresli gibiydik. Beraberliğin bizim için şampiyonluk yolunda pek bir anlamı olmayacaktı. Nitekim uzaklardan Selçuk Şahin imzalı şut Leo Franco'nun aklını alınca o an ki sevinç bizim için paha biçilmezdi. Herkes birbirine sarılıyor, mutlu gözlerle gol diye haykırıyordu..

Şimdi şov zamanıydı..

Sağa-sola, yukarı-aşağı derken Pınarbaşı'yla inleyen Mecidiyeköy, "Şampiyon Fenerbahçem" sesleriyle hayatının en kötü günlerinden birini yaşıyordu kendi payına..

"Genç Fenerliler, Genç Fenerliler" derken kendinden geçmiş bir tribün "Burası Kadıköy, Buradan Çıkış Yok!" diyerek etrafını çevrelemiş sözde rakiplerinin çaresizce çıkardığı yuh seslerine ince bir tebessümle bakıyordu..

Durmak yoktu tabii ki son düdük çalana kadar tempoyu düşürmedik. Fenerbahçemizin sahada yaptığı paslara "oley" diyerek ara ara dinlensekte, Volkan'ın top kontrolüyle artık bu işin zevkinin kaçtığının farkına vardık..

"Şampiyon Kanarya" sesleri delirtsede bazılarını cep telefonlarımıza gelen duygu dolu mesajlar görevimizi iyi yaptığımıza dair işaretti bizim için..

Çalan düdükle birlikte gözümüze çarpan bir şey vardı bu sezon sık yaşanmayan ya da gözümüzden kaçan..

Takım adeta kenetlenerek, tribüne koştu maçtan sonra. Bu tablo bize göre şampiyonluğun habercisiydi..

Maçtan sonra hazımsız rakibin galibiyeti kutlatmama çabaları vardı. Önce gece kulüplerinde çalan bir müzikle tezahüratları kesmeye çalıştılar sonra ışıkları kapattılar ve farkında olmadan eğlencemize renk kattılar..

Çalan müzikle birlikte tribünlerimizden yükselen "yeah", "ohh" sesleri inletirken Sami Yen'i, hiç böyle geçmemiştik kendimizden..

O akşama dair Yahya Kemal Beyatlı'nın "Akıncı" şiirinin başında yer alan "Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi sendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!" sözü ortaya çıkan tabloya cuk diye otursada karşımızda niceliği olan ama nitelikten yoksun bir güruh vardı diyebiliriz..

Yaklaşık 1 saatten fazla süren bekleyişte yorgunluk hakimdi ama yinede pek susmadık.

Nihayet kapılar açıldı ve dönüş yolculuğu başladı. O ilginç merdivenin son basamağından iner inmez çamur deryası karşıladı bizi. Böyle bir stadın yıkılması için geç bile kalınmış maalesef..

Yağmurla birlikte Fulya'ya doğru indik. Dönüş yolculuğunda akıllara 1998'de ki 2-2'lik maç geldi. O zamanda bir hafta sonra Kayseri'yle oynamıştık. O günlerle bugün arasında fark var tabii ki.. Bu takımın şampiyon olacak gücü ve avantajı var. Kalan 6 maçın sadece 2'si deplasman.. Yeter ki inansınlar..

Ardadan Demeçler:)

Milli stadımız Saracoğlu olsun’ “FUTBOLDA stadyum çok önemli.. Yapsınlar bir milli takım stadı her maçımızı orada oynayalım. Olimpiyat Stadı’nda rakibinize baskı kuramazsınız. Futbolcu açısından keyifli bir stat değil. Mesela, Şükrü Saracoğlu milli takım stadı olarak belirlensin, 50-60 bin seyirciyle rakibe baskı kuralım.

HER şehre böyle statlar lazım. Futbolcu iyi statta iyi futbol oynar. Avrupa Şampiyonası Finalleri’nde 10 kere oynayayım hepsinde iyi oynarım. Top güzel, zemin güzel, atmosfer güzel kendimi de kuvvetli hissediyorsam neden kötü oynayayım?” 'İspanya'ya saldırdık da ne oldu? “Türk medyasının maç arasındaki 3 günlük baskısı bizi etkiliyor. Avrupa 3.’lüğü başarı olarak görülmüyor. Her zaman Avrupa 3.’sü oluyoruz ya...”
Arda Milli Takım’ın G.Afrika'ya gidememesine de değindi: “İlk defa gidemedik diye az üzüldüm. Çünkü futbol anlamında her şeyi yapmıştık. Ali Sami Yen’de İspanya’yı mahvettik mesela. 3-0 olabilecek maçı 2-1 kaybettik. Neden? 1-1’i korumayı düşünmedik. Çünkü Türk insanının ve Türk medyasının 3 günlük maç aralarındaki baskısı bizi oldukça etkiliyor

30 Mart 2010 Salı

Nasılsınız? Programı'na Katılıyoruz!


TRT 1'de yayınlanan ve geçen sene grubumuzu temsilen Sefa ağabeyimizin katıldığı "Nasılsınız?" isimli programa bu sene yine davetliyiz. Tayfun Talipoğlu'nun sunduğu ve geçen seneki bölümüyle büyük beğeni toplayan programa bu senede Sefa ağabeyimiz grubumuzu temsilen katılacaktır. Nasılsınız? programını 6 Nisan 2010 Salı günü saat 23.10'dan itibaren TRT 1 ekranlarında izleyebilirsiniz.

29 Mart 2010 Pazartesi

Gerçekler Acıdır

Kapatın arkadaş Sokak olayını falan..
Nesiniz lan siz? Galatasaray'lımı..
Sabahın köründe başla içmeye..
Kus sağa sola,ses mes kalmasın aptal aptal
bağırmaktan.. Götünü yırt emreye küfür ede ede..
Sokak inlesin orospu çocuğu gençfenerbahçeliler diye..
Sonra gir maça kedi gibi otur alık gibi izle maçı..

Elindeki bileti 400-500-600 tlye satan,
cebine para koymak için maça girmeyen,
parası olanın konuştuğu,
manitasıyla kol kola gelmiş
sinema izleyenlerin olduğu
karaborsadan bir dünya para kaldırmak
amacında olanlar var olduğu sürece..
Galatasaray tribünü hiç övünmesin kendisiyle..
Kapatın arkadaş ne varsa.. Kimse konuşmasın
şöyleyiz böyleyiz diye..

Hiç öyle videolar falanda paylaşmasın kimse maziye dair..

Bakın önünüze siz.. Dün yaşananlara bundan daha önceki haftalarda olanlara..
Hatta deplasman maçlarında bile olanlara..
Bilet satışlarına.. Karaborsa yapmaya çalışıp insan sikenlere bakın siz..

Yüzünü bile görmediğiniz çoğu insana hayransınız..
Saçma salak gruplarla paylaşım yapıyorsunuz..
Kim olduklarını bile bilmiyorsunuz..
Neyin şeklinin peşindesiniz.
Sanal alem üzerinden prim yapınca dahamı fazla
Galatasaray'lı oluyorsunuz..

Aç gözünü Galatasaray Tribünü..
Aç gözünü Galatasaray'lı..

Açın dünkü maçın geniş özetini..
İzleyin.. İzleyin ve düşünün..
Biz ne yapıyoruz diyin..

Kapatın arkadaş ASY sokağı falan..
İl'ler ölsün biletsizlikten.. hasretten..
Tribünde Galatasaray'a destek verememekten..
Siz gidin satın ellerinizde ki biletleri 400-500 TL'den..

Siz cebinize paralar kaldırırken..
O stada kim olduğu belli olmayan sıradan insanları,
manitasıyla kolkola maça sokarken..
Sinema gibi maç izleyen adamlara biletler dağıtırken..
Galatasaray ismini cebine para kaldırmak için kullanırken..
Yatlar katlar arabalar alırken..
Tribünü ticarete dönüştürürken..

Burda insanlar sinirinden ölüyor..
Hasretten ağlıyor..
Maça giremediği için deliriyor..
Hakeden binlerce insan dururken..
Satın arkadaş 500 TL'den biletlerinizi..
Hatta insanların paralarını alıp biletinide vermeyin..

Kazanın tonlarca para kazanın..
Sonrada Galatasaray Tribününden medet bekleyin..

Objektif olamazsınız demi hiçbiriniz..
Yediremezsiniz kendinize maç içinde kendinizden daha iyi olan bir tribünü..
Tebrik etmesini bilmezsiniz demi hiçbiriniz..
Ananı avradını çoluğunu çocuğunu bilmem ne yapayım diyip küfürler edersiniz,
hakemlerin anasını avradını bırakmazsınız..
Leo Franco'yu yuhlar,küfreder takımdan gitmesini isterseniz..


SEN KENDİ ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPTIN MI PEKİ?


Yukarda bahsettiklerimi yapanlar,tribünü ticarete çevirenler
Galatasaray'lıysa..

En hakeden binlerce insana bilet vermeyen,uçuk fiyatlar teklif edip
para kaldırmaya kalkanlar Galatasaray'lıysa..

ASY sokakta cebinde 1000 TL'si olup sizin için müşteri gibi görünen insanların
parasını alıp maça sokmak Galatasaray'lılıksa..

Sonrada bu stada soktuğunuz basit insan topluluklarından tribün yapmayı beklemek
Galatasaray'lılıksa..

Ben Galatasaray'lı değilim arkadaş..
Farklı anlayışlara sahibiz..
Böyle devam edecek olursa bu iş..
Galatasaray Tribünün yıllardır giden gerilemesini devam ettirecektir..
Cehennem diye yaratılan tribünden eser kalmadığı gibi dahada kötüye gitmeye devam edecektir.

Fener maçında takıma en çok tribün lazımken..
Kalk tomar tomar bilet sat para kaldır..
2 hafta sonra Diyarbakır maçında muhteşem tribün yap..
Tribün gençleri girip inletsin stadı..
Birkaç desibel artar çıkan ses..


Maçın skoruna gelelim mi?
Alın size en gerçek skor.

Galatasaray SK 0 - 1 Genç Fenerbahçeliler

Aferin sizlere..
Gurur duyun hadi kendinizle..
Muhteşem bir maç çıkardınız tribün adına..

Hiç öyle futbolculara hakemlere ona buna falan sallamasın kimse..

SEN KENDİ İŞİNİ YAP ÖNCE ARKADAŞ !

28 Mart 2010 Pazar

Kaderinizi Biz Çizeriz


Ezik forumlarindan yorumlari sizinle paylasmak istedim.
Beter olun beter !




moralim sıfır ölsemde kurtulsam ya bu nasıl bi hayat

Artik mucizeye kalmis isimiz.
Bundan sonra fb'yle çikacagimiz her maç hükmen maglup sayilalim.

arda da şımarmış git nereye gitceksen

geçen hafta emre bugün leo yazık ya artık yaşamak bile anlamsız

allahım ölmek istiyorum ya bıktım böle hayattan

artık kimseyi suçlamak istemiyorum,insanda birazda keder olacak ya hepmi ben üzülecem ya hepmi ben kahredecem ya,niye yaşıyorum anlamıyorum,ölüm denen şans bari beni bulsun artık yaa

Bu taraftar ne işe yarar bilmiyorumki.fblilerin sesi daha çok çıkıyor

Ali Samiyen Stadi Fenerbahce sesleri ile inliyor..

Taraftar sağolsun pet şişe attı şunu attı bunu attı, dandik tezahürat, maçı katlettiler resmen. Tamam diyorum golü bulacaz, süper yükleniyoruz, nakıyorum Fenerden bi oyuncu yerde, sebep? Şerefsizin biri su atmış, para atmış, çakmak atmış. Bunlar taraftarsa bende lucescuyum.. Neymiş la la la la lalay saldır Galaaatasaray..


Maçı kaybeden Galatasaraylı futbolcular değil, taraftarlardır. Yazıklar olsun hepsine...


adamlar geliyoruz dedi, geldiler inlettiler gittiler. helal olsun valaha

23000 taraftar gs di bide 1500 fbli hepsini susturdu oraya oturmak için gdiyorsan zaten yazıklar olsun renkdaş çok yazık. İnsan futbolcuyu ateşler ya onlara ıslık tutcaklarına francoya tutuolar

Ali Samiyende inleyen Fenerbahce sampiyon sesleri, fener'in oyuncularinin her pasinda oley diye inleyen fenerbahce taraftari, Volkan Demirel'in son 2 dkda afedersiniz bile bile kiciyla topa dokunmasi vsvs..Rezil olduk rezill...

İşte Böyle Her Sene Böyle


Maç öncesinden başlayalım. 1 hafta öncesinde Bursaspor Denizlispor maçını alınca Bursa bu işi aldı % 80 şampiyon oldu deniliyordu. Sonra bütün hafta yavaş yavaş derbi kokusu etrafı sarmaya başlandı. Cuma gününe kadar pek şiddetli şekilde gündemde olmayan derbinin Cuma günü Bursaspor'un İstanbul B.Ş.B.Spor'a mağlup olmasıyla önemi, anlamı çok fazla arttı. Kazanan takım büyük ihtimalle şampiyonlukta öne geçecekti. Beraberlik 2 takımında şansını bitirirdi. Maç öncesinde öğlen ise Emre'nin sakatlığının devam ettiğinin ve bu akşam oynayamayacağı haberleri işleri iyice Galatasaray lehine değiştiriyordu. Ama her Galatasaray-Fenerbahçe maçında olduğu gibi isimlerin bir önemi olmadığını bir kez daha gördük. Mücadele'ye Volkan, Gökhan, Lugano, Bilica, Santos, Özer, Mehmet, Selçuk, Vederson, Alex ve Guiza ilk 11'i başladı.
Mücadele'ye başlar başlamaz 23.sn Mustafa Sarp ile gole yaklaştı Galatasaray. 7.dk Giovanni bir kez daha kaleyi yollarken Fenerbahçe 18.dk ilk tehlikeyi Alex'in pası ve Guiza'nın golüyle buluyordu ama yanlış bir kararla gol iptal oluyordu. İlk yarıda daha başka birşey olmuyordu ve 0-0 sona eriyordu. İlk yarıda sahada iyi bir Alex, Selçuk ve Santos vardı. 2.yarıda biraz durgun başladı. Ancak dakikalar 57'yi gösteriyordu ki Galatasaray Dos Santos ile % 100 bir gol pozisyonundan yararlanamadı. 60. dk Santos ile tehlike yaratan Fenerbahçe 70.dk Selçuk'un ayağından 40 metreden çekilen bir şutla golü buluyordu ve skor 0-1 Fenerbahçe lehine oluyordu. Bu golden sonra Galatasaray ataklarına devam ederken Keita'nın vuruşunu Volkan çıkarıyordu ve maç o an bitiyordu. Son dakika da ise Lugano'nun yağtığı harekete penaltı verilebilirdi derken mücadele Volkan'ın poposuyla yaptığı top kontrolü ile bitiyordu. Fenerbahçe'de Volkan iyiydi, Gökhan oldukça iyiydi, zaman zaman inanılmaz ters kademelere girdi. Lugano ve Bilica son haftalarda olduğu gibi harika oynadı, Santos son haftalarda ki en iyi futbolunu oynadı, özellikle Keita karşısında etkili oldu, Sabri ile makara yaptı. Özer sahanın Fenerbahçe adına en kötüsüydü. Mehmet Topuz orta sahada iyiydi, Selçuk takımın en iyisiydi, inanılmaz toplar kesti ve attığı gol ise mükemmeldi. Vederson kanatta oldukça iyi oynadı ama ofansta pek iş yapmadı, Alex son haftaların en iyi futbolunu oynadı hatta Samiyen'de ki en iyi futbolunu oynadı. Guiza yine istekliydi, yine çok çalıştı ve golden önce topu ileride çok iyi tuttu taça çıkarttı ve o kullandığımız taç gol oldu. Sonradan oyuna giren oyuncularımız Gökhan ve Deivid hakkında yorum yapacak kadar dakika alamadılar. Sonuç olarak Fenerbahçe Galatasaray karşısında galip gelmeye devam ediyor. Son 11 maçın 9 tanesini kazandık. Bjk ve Gs'ye karşı yaptığımız son 20 lig maçında 15 galibiyet 3 beraberlik alırken sadece 2 kez yenildik. Galatasaray'a ne isimler geliyor geçiyor yine yeniyoruz hep yeniyoruz. Psikolojik sorunu çözmezlerse daha çok yeneriz. Genel olarak Fenerbahçe'ye bakarsak son 5 maçtır gol yemiyoruz ve son 5 maçı kazandık. Ligde lider Bursaspor'un ardından 2.sıraya yükseldik. Bundan sonra bu havayı, bu mücadeleyi devam ettirip üstüne birazda iyi oyun ekledik mi şampiyonluk neden gelmesin. Mücadele'de futbol dışında ki detaylara bakarsak. Fenerbahçe sahaya Özhan Canaydın'ı anıyoruz şeklinde pankartla çıkınca belki de ilk kez Samiyen tribünlerinden alkışlar aldı ve ıslık olmadan ve yuhalanmadan sahaya çıktı. Bunun yanında Samiyen'e giden 1126 Fenerbahçe taraftarına gerçekten çok ama çok teşekkürler. Mükemmeldiler. Samiyen'de her sene çok iyiyiz zaten ama bu sene biraz daha iyiydik sanki. Neredeyse 90 dk Fenerbahçemizin taraftarlarının sesini duyduk. Samiyen'de yine oleyyy sesleri duyuldu. Fenerbahçemizi tebrik ediyoruz yine yeni yeniden diyoruz. Haftaya Pazar günü Kayserispor ile çok krtik maça çıkıyoruz. 52.500 taraftarımızı şimdiden bilet almaya davet ediyoruz.

27 Mart 2010 Cumartesi

Biz Bursa Değiliz Annenizi Severiz


ALINTI

Burhan Felek Spor Salonu`nda oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş Voleybol maçı sonrası olaylar çıktı.

Maç sonu Burhan Felek Spor Salonundan çıkan Beşiktaş`lı taraftarlara Fenerbahçe`li taraftarlar tarafından saldırı olduğu ve iki Beşiktaş`lı taraftarın ayağından bıçaklanıp Üsküdar devlet hastanesine kaldırıldığı öğrenildi.

- HABER1903 -

ALINTI (ÇARŞI FORUM)


Bugün fenerli kahpelerden sayıca fazlaydık ve mevzuda yarımız geri vites yaptı böyle beşiktaşlılık olmaz olsun.2 tane abimizin falçatayla bacağından bıçaklanmasını izleyen biziz helal olsun diyorum biz beşiktaşlıyız kendinize gelin kaçmak yakışmıyor bize.

Alem biliyor adam değilsin böyle gelmiş böyle gidersin:)

Geliyoruz ULAN



HANIMIN çiftliğine gidiyoruz.Ananızı sizi herşeyi çok özledik.O stada dakikası 1 liraya gitmeye deymez ama FENERBAHÇEMİZ nerde biz orda.

24 Mart 2010 Çarşamba

Saldır Fener / Fenerbahçe-Manisaspor Maçı Öncesi


Fenerbahçemiz Ziraat Türkiye kupası yarı final ilk maçında Manisaspor ile karşılaşıyor. Bu sezon ligde istediklerimizi yapamadık ama en azından ligde mücadele devam ederken kupa'yı da es geçmemek lazım. Avrupa'ya giden en kısa yolun kupa olduğunu unutmamalıyız. Manisaspor ile oynayacağımız ilk maçta mutlaka iyi bir skor alıp hem rövanş öncesi avantaj hem de Galatasaray maçı öncesi moral kazanmalıyız. Takımımız'ın bu akşam sahaya Volkan, Gökhan, Lugano, Bilica, Santos, Mehmet, Selçuk, Emre, Özer, Alex ve Guiza ilk 11'i ile çıkması bekleniyor. Uğur, Ali ve Deniz sakatlıklıkları nedeniyle formaya giyemeyecekler. Manisaspor ile bu sezon 3.kez karşılaşacağız. Kadıköy'de son dk Semih'in attığı golle 2-1 kazanırken, Manisa'da ki maçı da son dk Gökhan Ünal'ın attığı golle 2-2 berabere kapatmıştık. Ama yine de Manisa'da ki maçta iyi bir futbol oynamıştık. Bu akşam iyi bir oyun olmasa da iyi bir skorla galip geleceğimizi ve final için avantaj yakalayacağımızı düşünüyorum. Kupa için Saldır Fener ! Mücadele saat 20:00'da başlayacak ve Trt 1'den naklen yayınlanacak.

Blogger Templates by OurBlogTemplates.com 2007